“Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” altını çizer ve teorinin pratikle anlam kazandığını öne çıkarır.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp deyişi, ‘bilmiyorum’ diyebilmenin kapı açtığını vurgular. Sonuç olarak erken temelin ve ömür boyu öğrenmenin değerini görmezden gelinmemelidir. Dahası küçük hedefleri günlük rutine yay; küçük ama istikrarlı adımlar kalıcı sonuç verir. Buna göre unutulmamalıdır ki kısa vadeli hevesler uzun vadeli faydayı gölgeleyebilir. Günümüzde bu anlayış zaman bloklama ve derin çalışma gibi pratiklerle somutlaşır. Neticede merak, öğrenmenin motorudur.